Doğu Türkistan’da Kadınlara Yönelik İhlallere Sessizlik
16 Haziran 2020İslam İşbirliği Teşkilatından Cammu Keşmir Çağrısı
23 Haziran 202020 Haziran Dünya Mülteciler Günü
20 Haziran, mültecilerin durumunu dünyaya daha iyi anlatabilmek için 2001’de Dünya Mülteciler Günü ilan edildi.
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla mülteci sorununa ilişkin açıklama yaptı.
Çorabatır’ın açıklamaları özetle şöyle:
“20 Haziran Dünya Mülteciler Gününden hemen önce BM Mülteci Örgütü UNHCR’ın 2019 için açıkladığı Küresel Eğilimler Raporu insanlık için alarm zillerinin çaldığını ortaya koyuyor. Rapora göre 2019’da, çatışma ve zulüm nedeniyle yerinden edilen kişi sayısı 80 milyona ulaştı. Bu bir rekor! Bu insanların 26 milyonu, bir başka ülkeye sığınan mülteciler. Yani dünya nüfusunun yüzde biri ya da her yüz kişiden biri evini ya da yurdunu terk etmiş durumda.”
“Gönüllü geri dönüşler hızla azalıyor”
Çorabatır, “2019 rakamları bir başka gerçeği de bütün çıplaklığıyla ortaya koymakta. Mülteciler için bir zamanlar en ideal kalıcı çözüm yolu olarak gösterilen gönüllü geri dönüşlerin sayısı hızla azalıyor. Yani onları evlerini ve yurtlarını terk etmeye zorlayan koşulların ortadan kaldırılamadığı; diktatörlüklerin, iç çatışmaların durdurulamadığı ve sürekli bir hâle dönüştüğü gerçeğiyle karşı karşıyayız.”
“Uluslararası Mülteci Hukukunun ilkelerinden uzaklaşılıyor”
Mülteci kabul eden gelişmiş ülkelerin çoğunun, sınır kapılarını kapatarak sınırlarına daha yüksek duvarlar örmeye çalıştıklarına dikkati çeken Çorabatır, “Rakamlar gösteriyor ki gelişmiş ülkelerin çoğunda uluslararası mülteci hukukunun normlarından, ilke ve kurallarından giderek uzaklaşılıyor ki, asıl kaygı veren de bu. Bu ülkeler, uluslararası mülteci hukukuna sahip çıkmak ve başka ülkelere rol model olmak yerine zulüm ve savaştan kaçarak gelen insanları, kendi topraklarından uzakta tutmaya çalışıyorlar. Birinci Dünya savaşı öncesinde olduğu gibi gelişmiş ülkeler kendi politikalarını uygulamaya yöneliyor ve bu politikalar da giderek insanların güvenliği yerine askerî ve polisiye tedbirleri içeren güvenlikleştirme politikalarına evriliyor.”
“Uluslararası iş birliği şart”
Mültecilerin durumuna yönelik çözüm önerilerini de belirten Çorabatır, “Bu korkunç gidişatı önlemenin tek yolu, ister gelişmiş, isterse gelişmekte olan tüm ülkelerin soruna ancak uluslararası iş birliği ile dur denebileceğini görmeleri. Her iki gruptaki ülkelerin, uzun bir tarihî birikim sonucu edinilmiş bir kazanç olan mevcut uluslararası mülteci hukukuna sahip çıkarak, çözümleri yeniden o hukukun temelleri üzerinde aramaya başlamaları kaçınılmaz görünüyor.”
“Günümüzde kimsenin sahip çıkmak istemediği, UNHCR’ın bile ‘sözleşme terminolojisinin yerine’, giderek sulandırılmış kavramlar kullandığı uluslararası mülteci hukuku, iyice çöpe atılacak bir kâğıt parçasına dönüşürse, bundan sonra yeni bir mülteci hukuku oluşturmak hayal olacaktır. Bunun da dünya barışı, insan hakları ve mültecilerin korunması için nasıl büyük tehditler oluşturduğunu söylemeye bile lüzum yok. Kanaatimizce, 20 Haziran 2020’den itibaren ‘gelişmiş’ ya da ‘gelişmekte olan’ ayırımı yapmadan, 1951 tarihli Mültecilerin Statüsüne Dair Sözleşme ve 1967 Protokolü’ne sahiplenme yönünde evrensel bir kampanya başlatılmalıdır. Ancak o zaman milyonlarca mülteciye, dünya barışının kurulmasına katkıda bulunma fırsatı tanınmış olacaktır.” ifadelerini kullandı.