Ziyaret | İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi Rektörlüğü
25 Aralık 2019Süt Keçisi Çad 2019
30 Aralık 2019Anne Babalara Beş Tavsiye
Psikoterapist Philippa Perry, yeni yayımlanan “The Book You Wish Your Parents Had Read” (Anne Babanızın Okumuş Olmasını İsteyeceğiniz Kitap) isimli kişisel gelişim kitabında nasıl iyi bir ebeveyn olunabileceğini, ailelerin üzerlerinde çok baskı kurmadan çocuklarına hayata bir adım önde başlamaları için nasıl yardımcı olabileceklerini anlatıyor.
Kitaptaki başlıca beş tavsiye şöyle:
1. Sınırları belirleyin
Bu çok zor bir şey. Çünkü kuşkusuz çocuğunuzu çok seviyorsunuz ve ona verebileceğinizin en fazlasını vermek istiyorsunuz; ama bunun da bir sınırı olmalı.
Dolayısıyla ebeveynlik konusunda stratejiniz ne olursa olsun, sınırlarınızı belirlemelisiniz.
Dünyanın en anlayışlı anne babası olduğunuzu düşünseniz dahi sınırlara ihtiyacınız olacak.
Bu da şu anlama geliyor: ‘Biliyorum eve gece yarısı dönmek istiyorsun; ama buna izin vermeye hazır değilim.’ demeyi tercih etmelisiniz; ‘Daha 13 yaşındasın, o saatte eve gelemezsin.’ demek yerine…
Kimse kendisinin özne olarak kullanılmasından hoşlanmaz. O nedenle çocuğunuzu değil kendinizi anlatma yoluna gidin.
2. Çocuğunuzu her hâliyle kabul edin
Biz anne ve babaların sorunu şu ki; çocuklarımızın her an son derece mutlu olmalarını istiyoruz. Ancak çocuklarımızın her ruh hâlini yaşamalarına izin vermemiz ve onların her ne hâlde olurlarsa olsunlar yanlarında yer almamız çok önemli.
Çocuklarımızı o kadar çok seviyoruz ki onları mutsuz görmeye dayanamıyoruz. O yüzden de “Sen üzülme!” diyoruz.
Hâlbuki onların her hâlini kabul etmemiz gerekir. Böylece üzgün ya da kızgın olduklarında da yanlarında olup onları anlamaya çalıştığımız zaman kendilerini o denli kötü de hissetmezler.
3. Çocuğunuzun bir aynası olduğunuzu unutmayın
Çocuğunuza bir ayna görevi gördüğünüzü aklınızdan çıkarmayın.
Bununla kastettiğim şey şu: Çocuğunuz, onlara nasıl tepki verdiğinizi görür ve kabul ederler. Böylece o davranış şekli çocuğunuzun da bir parçası hâline gelir.
Dolayısıyla onlara sürekli mesela ‘Şu çamurlu botların!’ diye söyleniyorsanız, sizin kızgın yüzünüzü görüyor ve bunu içselleştiriyorlar.
Şimdiye kadar defalarca böyle davranmış olabilirsiniz; ama üzülmeyin. Bundan sonra yine çamurlu botlardan bahsetmeniz gerektiğinde daha neşeli bir tavır takınmaya çalışın. Çünkü çocuklarımız onlara davranışlarımızı içselleştirir ve bu onların iç dünyasının bir parçası hâline gelir.
Çocuklarınızı lütfen görün. Çünkü bizler onların birer aynasıyız.
4. Tüm davranışlar iletişimdir
Çocuğunuzun davranışsal sorunları olduğunu düşünüyorsanız, şunu aklınızdan çıkarmayın: Tüm davranışlar iletişimdir.
Çocuğunuz muhtemelen en iyi bildiği yolla size bir şey anlatmaya çalışıyordur.
Yani bizim de o davranışın ne anlama geldiğini tespit etmemiz ve çocuğumuzun hislerini daha iyi ifade etmesi için bir yol bulmasına yardımcı olmamız gerekir.
Tüm duygulara izin vermeliyiz; bu duyguların uygun düşmediğini düşünsek bile.
Çocuklarımızın hislerini dile getirmelerine yardımcı olmalıyız. Aynı durumda biz olsak bambaşka şekilde davranacak olsak dahi. Çünkü herkes birbirinden farklıdır.
5. Çocuğunuz bir proje ya da angarya değildir
Size tek bir şey söylemem gerekse, o da şu olurdu: Çocuğunuz, hakkından gelmeniz gereken bir angarya ya da mükemmel bir hâle sokmanız gereken bir proje değildir; çocuğunuz ilişki kurmanız gereken bir insandır.
Minicik bir bebek ya da koca bir yetişkin de olsalar durum aynıdır: Çocuğunuz bir bireydir, angarya ya da proje değil…”
Kaynak: BBC Türkçe