Çocuklarla Konuşulmaması Gerekenler
30 Mart 2021UNESCO’dan İsrail’e Tepki
15 Nisan 2021Hedef ve Hedefsizlik
Küçükken sorulan “Büyüdüğün zaman ne olacaksın?” sorusu insanı strese sokan, belki de insanın en sevmediği sorulardan biridir. Bu soruyu o da hiç sevmezdi. Sırf bu sorunun altında ezilmemek, sorulduğunda verilecek bir cevabı olsun diye kendine hayalî bir hedef koymuştu. Sorana doktor olmak istediğini söylüyordu. İlk zamanlar sorulara cevap olsun diye koyduğu bu hedef, ilerleyen zamanlarda ulaşmak istediği gerçek bir hedefe dönmüştü. Bu hedefe nasıl ulaşılırdı? Galiba çok ders çalışması gerekiyordu.
Eğitim hayatı hızla devam ediyordu. İlkokulu birinci olarak bitirmiş, ortaokula başlamıştı. Bilgisayarla tanışması da ortaokul yıllarında olmuştu. Bilgisayar onun için çok değişik bir aletti. Artık hedefi değişmişti ve bilgisayar mühendisi olmak istiyordu.
Derken liseye başladı. İnsanın kanının en çok kaynadığı dönemler, kendini farklı ve karizmatik hissettirme çabaları… Dersler çok iyi gitmiyordu; ancak bir şekilde eğitim hayatı devam ediyordu işte. Hedefi yine mühendislikti, ta ki matematik hocasıyla arası bozulana kadar. Yüksek beklediği sınavdan çok düşük bir puan almıştı, itiraz etti. Matematik öğretmeni yine de notunu değiştirmeyince, gençlik inadı ve gururu yüzünden matematiği tamamen bıraktı. Bu, hayatında kırılma noktası oldu. İlk dönem matematik notu bir, ikinci dönem sıfırdı. Matematik dersi zayıf düştüğü için eşit ağırlık bölümünü tercih etmek zorunda kaldı. Artık bilgisayar mühendisi olamayacaktı.
Sınava hazırlık süreci başlamıştı. Yeni hedefi o zamanlar iş garantisi olduğu söylenen öğretmenlikti. Liseyi bitirip sınavlara girdiğinde hedefi sınıf ya da edebiyat öğretmeni olmaktı. Aldığı puan hedeflediği fakülteyi kazanmaya yetmediğinden daha önceleri, aklında ve hayalinde hiç olmayan, iktisat bölümüne gitmek zorunda kaldı.
Nereden nereye…
Yaşıtı olan öğrencilerin birçoğunun maruz kaldığı gibi o da eğitim sistemimizin gazabına uğradığını düşünüyordu. Kendi eksikliklerini de biliyordu; ama büyük oranda sistemde gördü hatayı. O gün bugündür hep düşünür, neden bu ülkenin çocukları ve gençleri daha ilkokuldan beri yeteneklerine ve karakterlerine göre kendilerine uygun bir yol haritası çizemiyorlar? Ya da çizdirilmiyor? Eğitimde bunu uygulamak çok mu zor?
İktisat bölümünü okumaya başladı. İktisatçı ne iş yapar, diye düşününce “Galiba bankacı olur.” der. Üniversite bir şekilde bitti. Bitti bitmesine de iş yok güç yok; yine 16-17 sene önceki duruma (başa) dönmüştü.
-Ne iş yapıyorsun?
-Üniversite mezunuyum.
-Bölümün neydi?
-İktisat
-Şimdi ne olacaksın?
Çocukken hayalî bir cevap verilmesi kolaydı; ancak şimdi cevap vermesi zordu.
Yapacak işi olmayan, kendine bir hedef belirleyemeyen insan kendini boşlukta hisseder, boş boş düşünür, asabileşir ve strese girer. O da o hâldeydi. Kendine olan güven neredeyse yok olmuştu. Yeni bir hedef belirlemeliydi. 17 yıl boyunca boşuna mı okula gitmişti, o okullardan boşuna mı mezun olmuştu? Hedefi sıradan, düz bir hedef olmamalıydı.
Okuduğu bölüm icabı seçeceği hedefin ona uygun olması gerekiyordu. Yeni hedefini müfettişlik olarak belirledi. Bir yıl boyunca amcaların, teyzelerin, komşuların, hatta arkadaşların sözlerine kulağını tıkayıp sınavlara hazırlanmaya başladı. Hafta sonları dershaneye gidiyor, hafta içi de en az sekiz saat ders çalışıyordu. Dikkati dağılmasın diye telefon, internet gibi şeyleri kendine kısıtladı. Mutlaka imtihanları kazanmalıydı.
…ve başarı
O yıl içerisinde önce uzmanlığı kazandı ve işe başladı. Bir yandan maliyede uzman olarak çalışıyor, bir yandan da evde müfettişlik imtihanlarına hazırlanıyordu. Önce denetmenlik, sonra da hedefi olan müfettişliği kazandı; ancak sözlü imtihanda takıldı. Hedefine ulaşamadı diye neredeyse hiç üzülmedi.
Çünkü her zaman “Hayırlıysa nasip et Allah’ım.” diye dua etmişti. Ayrıca yakınlarından da hayırlıysa olsun, diye dua etmelerini istemişti.
Hayatın her döneminde insanın az bir veya daha fazla hedefi olabilir. Bu hikâyenin anlatılmasındaki asıl amaç, zamanın olduğu gibi insan düşüncelerinin de hayat şartlarına göre değişebileceği gerçeğiydi. Daha da değişiklikler olacak. Bize düşen hayatın yeni ihtiyaçlarını takip ederken hiç değişmeyen manevi yönünü sürekli canlı tutmak. Daha işin başında olanlar, okul hedeflerinde başarılı olmak istiyorlarsa, önce hedeflerini seçmeli, sonra ona sımsıkı sarılmalıdır. Samimi bir şekilde, manevi hayatına bağlanmayı ihmal etmeden…
Maddi hedeflerde kırılmalar olacaktır, siz muvaffak olmaya çalışın. Tabii, kariyer yaparken nihai hedefi unutmamak gerekir. Okul hedefleri, üniversite hedefleri kariyerinizin sadece bir tarafıdır. Asıl önemli olan, hayat boyu size destek olacak nihai hedefiniz, manevi kariyerinizdir.