Ziyaret | İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörlüğü
14 Ocak 2019Kudüs’ün Tarihî Dokusu Tehdit Altında
14 Ocak 2019Okulda Değerler Eğitiminin Gereği
Değer eğitimi; ahlaki, kültürel, ruhsal, toplumsal ve bireysel alana ilişkin uygun duyarlılık geliştirmeyi ve bunları içselleştirmeyi içerir. Toplumsal ve insani değerler insan yaşamının en önemli yanını oluşturur. Sevgi, cesaret, dostluk, yardımlaşma, temizlik, saygı, doğruluk, nezaket ve benzerleri önem verilen toplumsal değerlerdir.
Değer eğitimimizin hedefi, değerler oluşturmak ve değerlerini davranış hâline getiren bireyler yetiştirmek. Değerler anlatmakla veya tanımlamakla elde edilemezler. Doğrudan yaşanmalı, içselleştirilmeli ve onlara ilişkin duygularla verilmelidir. Değerler yaşanılarak bir kimlik kişilik boyutu haline gelir. Değer eğitiminin ön koşulu ise, çocuğa özgür iradesini kullanacak ortam hazırlamaktır. Dayatma, baskı ve koşullandırma ile yapılan eğitim çocuğun kendinden çok başkalarının isteklerini gerçekleştirme işlevine sahip olur. (www.arge10.com)
Günümüz dünyasında, akademik başarı kadar, çağdaş hayatın vazgeçilmezi hâline gelen, dürüstlük, saygılı olma, ahlaki değerlere uyma, rahat iletişim kurma, insan ilişkilerine özen gösterme, nezaket kurallarına uyma, inisiyatif kullanma, iş disiplini, temizlik, düzen vb. kavramlar da ön plana çıkmaktadır.
Birey bir bütün olarak ele alınmakta, insanı insan yapan özelliklerin geliştirilmesine çaba harcanmaktadır. Değerleri kazanmada okul öncesi eğitimin önemi çok fazladır. Çocuklarımızın sosyal becerilerini geliştirmek için ev ortamı ve ev ortamı dışında kullanabileceğimiz çeşitli yöntemler ve etkinlikler vardır. Ev içinde değerlerin aile bireyleri tarafından oyunların içinde aktarılması, çocukların değerleri dolaylı yoldan edinmesinde oldukça önemlidir. Yine çocuklarla birlikte tarihî mekânların ve büyük zatların yaşadığı yerlerin ziyareti geleneksel değerlerin çocuğa öğretilebileceği ev ortamı dışında gerçekleştirilebilecek etkinliklerdir. Küçük yaşta öğrenilen değerlerin alışkanlık hâline gelmesi ve pekişmesi okulda aldığı eğitimle devam etmelidir. Bunun için okulda başta öğretmenler olmak üzere tüm personele de görevler düşmektedir. (Aydın, 2010)
Okullardaki değerler eğitiminin amaçlarından biri, öğrencilerde sağlıklı, tutarlı ve dengeli bir kişilik oluşturmaktır. Diğer bir amacı ise “her öğrenciyi hem ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yetiştirerek hayata ve üst öğrenime hazırlamak, hem de “iyi insan”, “iyi vatandaş” olmalarını sağlamak için gerekli bilgi, beceri, tutum, davranış ve alışkanlıklar kazandırıp, onları kendi ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmektir. Bu birinci amaç yani “öğrencilerde sağlıklı, tutarlı ve dengeli bir kişilik oluşturmak”, esasen eğitimin en temel amacıdır. Çünkü o olmadan, belirlenmiş diğer amaçlara ulaşılsa bile çok fazla bir anlam ifade etmez. Günümüz olayları, birçok veli ve eğitimciyi, akademik başarının tek başına yeterli olmadığını; öğrencinin bilgi anlamında dolu olmasının onu hayatta başarılı kılmaya yetmeyeceğini; sosyal hayatta başarılı olabileceği özellikleri, hayata dair tercihlerinde sağlıklı kararlar verebilecek bilinci, kendini rahat ifade edebilecek özgüveni, ne pahasına olursa olsun haktan ve doğrudan ayrılmayacak dürüstlüğü kazandırmanın dünyada ona verilebilecek en önemli değer olduğunu; bu güzel özelliklerin değerinin hiçbir şeyle ölçülmesinin mümkün olmadığını düşünmeye ve bu konuda çalışmalar yapmaya itmiştir. (Aydın, 2010)
Yazar (Hökelekli, 2010) göre; Son yıllarda toplumuzun büyük bir değer kaybına uğradığı ve “ahlaki çöküntü” yaşadığı uzmanlar tarafından sık sık dile getirilmektedir. Gerçekten de asırlar boyu insanlarımızı bir arada tutan, hayatımıza anlam ve amaç katan pek çok değer kaybolmaya yüz tutmuştur. Değerlerdeki bu aşınmanın sık sık dile getirilen göstergelerinden bazıları şunlardır:
*Aile mahremiyeti ve kutsallığı zedelenmiş, namus ve iffet anlayışı güç kaybetmiştir.
*Yaygın bir bencillik ve kişisel çıkar diğer amaçların önüne geçmiştir.
*Maddiyatın artan önemine paralel olarak, bu amaca ulaşmada her yol mubah olarak görülmeye başlanmıştır.
*Yolsuzluk, rüşvet, sahtekârlık gibi davranışlar ayıplanır olmaktan çıkmış, neredeyse “beceriklilik ve “işbilirlilik” olarak görülmeye başlanmıştır.
*Toplumun temel kurumlarına olan güven azalmıştır.
*Bireylerin birbirlerine güvenmemesi, yaygın bir toplumsal güvensizlik duygusu ve tutumu gelişmiştir.
Bireyler okullar ve diğer sosyal ortamlarda değerleri öğrenirler. (Soc, 2009:149) Bütünsel eğitimciler insan olmanın ne anlama geldiği sorusuna cevap aramışlar ve geleneksel eğitimin bu soruya cevap olabileceğini düşünmüşlerdir. Okullarda eğitim verilerek bireyler çevreden kaynaklanan risklerden arındırılarak toplumun iyileşmesine katkı sağlayacaktır. (Forbes, 1996)
KAYNAKÇA
Aydın, M.Zeki. (2010). Okulda Değerler Eğitimi. Eğitime Bakış Dergisi, 6 (18), 16-19.
Bozgeyikli, H. ve diğerleri. Spor, Sanat, Beceri ve Değerler Eğitimi.
kayseri.meb.gov.tr/download/4.grup.doc ( Erişim T. 10.11.2010)
Forbes, Scott H. (1996) Values in Holistic Education . For the Third Annual Conference on Education, Spirituality and the Whole Child atthe Roehampton Institute, London; exploring the question, “Whose values are shaping education.
Hökelekli, H. (2010). Modern Eğitimde Yeni Bir Paradigma: Değerler Eğitimi. Eğitime Bakış Dergisi, 6 (18), 4-9.
Hökelekli, H. (1996). Din Psikolojisi. (1. Basım). Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.
Uyanık, M. (2010). Demokrasi, Değerler ve Eğitimi Üzerine Felsefi Notlar. Eğitime Bakış Dergisi, 6 (18), 39-42.
Psk. Dnş. Rahmi DANİŞMENT
“Okulda Değerler Eğitiminin Gereği” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk. Dnş. Rahmi DANİŞMENT’e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.