Koronavirüs Nedeniyle Namazlar Mescidi Aksa’nın Avlusunda Kılınacak
15 Mart 2020Halepçe Katliamı’nın 32. Yılı
16 Mart 2020Ne Kadar Kirlendiğimizi Koronavirüs Sayesinde Gördük
Umumi tuvaletlerde bile sıvı deterjanla el yıkama kuyruğu var artık.
“Beni bir tek sen anladın sen de yanlış anladın” diyordu şair.
Dünyayı tehdit eden koronavirüs salgını ile insan olarak ne kadar kirlendiğimizi gördük.
Kriz anında 1 liralık malı 10 liraya satan ahlaksız satıcıları, marketlerde başkalarına da kalsın demeyerek bütün temizlik maddelerini kendi çantasına dolduran bencil egoist insanoğlunu ibretle izliyoruz.
Kirliliğin sadece bedenimizi sardığını zannettik.
Oysa değilmiş.
Ruhumuzun ne kadar kirlendiği ortada.
Başkaları ölürken veya acı çekerkenki duyarsızlığımız hâlâ duruyor içeride.
Şimdi korona ile o duyarsızlığımızın üstüne kendi acı ve ölüm ihtimalimiz eklendi.
O kadar.
Kirlendiğimizi anladık; ama yine eksik anladık.
**
Koronavirüs korkusuyla maske, deterjan, sabun, kâğıt mendil, kâğıt havlu, kolonya gibi temizlik maddelerindeki hem satıcı hem alıcı fırsatçılığı “kirliliğin son fotoğrafı”ydı.
Bu fotoğrafı ilk kez yakından 17 Ağustos 1999 depreminde gördüm.
Gelen yardımları saklayanlar, fazla fazla alanlar, yardım malzemelerini satanlar, devletten fazladan hasar parası almak için evinin duvarını yıkanlar, orta hasarlı evini sıvayıp boyayarak sağlam diye satanlar vs vs.
Aynı kirliliği 2 ay önce yaşanan Malatya Elazığ depreminde ev sahiplerinin kiraları yüzde 100 artırmasıyla yeniden gördük.
Aradan geçen 21 yılda bazıları için hiç bir şey değişmiyor.
Yadırgıyoruz; ama düzen ilk insandan bu yana hiç değişmiyor.
Kötüler her zaman çok; iyiler de direniyor.
Ama filmin sonu güzel; iyilik kazanacak.
**
Koronavirüs ile dış temizliğimize başladık.
Sonra sıra iç temizliğe gelirse ne âlâ.
Gelmezse!
Gelmezse; yeni virüs gelene kadar sen sağ ben selamet!
Bu zihinsel kirlilik he türlü virüs üretme kapasitesine sahip.
**
Ne diyordu türküde telli turnaya;
Sakın çıkma patika yollara,
o dağlara kırlara o karlı ovaya,
yenik düşüyor her şey zamana,
biz büyüdük ve kirlendi dünya.
**
Çin’den başlayan virüs 120 ülkeye bulaştı ve gerek ekonomi gerek sağlık alanında tüm dünyanın kabusu hâline geldi.
Salgının dünya ekonomisine 3 ayda verdiği zarar, 2019 yılında ABD ile Çin arasındaki ticari savaşın bir yılda verdiği zarara bedel.
Dünya turizminde 125 milyar dolar, ulaşım hizmetlerinde 33 milyar dolar zarar öngörülüyor.
Küresel ticarette kullanılan konteynır sayısında 350 binden fazla azalma olmuş.
Avrupa Komisyonu’na göre son dört haftada Çin’den yola çıkan konteyner gemilerinde yüzde 49 düşüş yaşandı.
2020 yılı zengin fakir herkes için kötü geçecek.
Devletler arası ekonomik rekabette sıralama değişecek.
Yani küresel ekonomide kartlar yeniden dağılacak.
Bu krizden herkes nasibini alacak.
**
Çin’de virüsün etkisi azalıyor.
İran’da kapalı bir kutu gibi salgının etkisinin boyutu belli değil; ama büyük bir sorun olduğu belli.
İtalya salgını ciddiye almamanın bedelini ödüyor.
ABD ve Avrupa işi sıkı tutmaya başladı.
Güney Kore günde 500 olan vaka sayısını 248’e düşürmeyi başardı.
-Test kiti ücretsiz hâle geldi ve araçla bile giderken test noktaları kuruldu.
-Bir cep telefonu uygulaması üzerinden halk devamlı bilgilendirilmeye başlandı.
Türkiye’de önlemler erken başladı ve olumlu gidiyor.
**
Sağlık uzmanları diyor ki;
“Virüsler dünyada her zaman görülür.
Korkak davranarak bir yere varamayız.
Sosyal medyadaki korkutucu paylaşımlara itibar etmeyin.
Bağışıklık sistemi iyi olan birinin koronavirüsten etkilenme ihtimali yok.
Sürekli salgına yakalanma korkusu ile yaşamak bağışıklığı zayıflattığı için, korkuyu artırıcı haberlere itibar etmemek gerekiyor.”
**
Dünya Sağlık Örgütü WHO’nun 44 bin hastaya dayandırdığı araştırma verilere göre virüsün bulaştığı kişilerin yüzde 81’i hafif atlatıyor, yüzde 14’ü ciddi geçiriyor, yüzde 5’i ağır hastalanıyor.
Yani virüsle beraber hatırladığımız el temizliğine devam ederken bu alışkanlığa gönül temizliğini de ekleyerek kalıcı hale getirelim.
Zor zamanlarda çirkin fırsatçılığı bırakalım.
Fırsatçılığımızı, şahsi çıkarlarımız için değil, insanlık adına gösterelim.
Daha fazla fedakâr olmaya gayret edelim.
Birbirimizin elinden ve gönlünden tutalım.
Kibirlenmeyelim.
Malımıza, makamımıza güvenmeyelim.
İhtiyaç fazlası varlıklarımızı paylaşalım.
Bir virüsün dünyayı ne hâle getirdiğini görüp bu dünyada o kadar da önemli bir yer kaplamadığımızı fark edelim.
Bana bir şey olmaz da demeyelim.
Tedbirimizi alıp kadere öyle teslim olalım.
Yaşar Süngü, Yeni Şafak