Balçova Terapi Ormanı Dağ Yürüyüşü
10 Mart 2019İnsanı İnsan Yapan Sahici Kaygılar ve “Anksiyete” Kavramı
11 Mart 2019Sosyal Medya: İmkânlar ve Riskler
İmkân ve riskleriyle gündelik hayatımızın ayrılmaz ve vazgeçilmez iletişim aracı olan sosyal medya, bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler sonucunda ortaya çıktı. Sosyal medyada her yeni teknolojik gelişme gibi kendi kullanım kültürüyle yaşamımıza girdi. Sosyal medya iletişim ve ilişki biçimimizi radikal bir şekilde değiştirip dönüştürürken yeni ve farklı bir iletişim ve ilişki kültürüyle yaşamımıza girdi.
İnsanlar, sosyal medya ile geleneksel medyada üretilen bilgi, haber ve eğlenceye mecbur kalmayacakları kendilerinin tüm bu içerikleri üreteceği bir kitle iletişim aracına kavuştu. Sosyal medya kullanıcılarına birbiriyle zaman ve mekân sınırlaması olmadan doğrudan aracısız kurulan bir iletişim biçimi sunuyor. Bu iletişim biçimi ile kullanıcılar eleştiri yapabilmekte, dayanışabilmekte, bilgi ve haberi üretmenin yanı sıra eğlenebilmektedir. Sosyal medya, insanların karşılaştığı, müzakere yapabildiği ve kendisini ifade edebildiği daha demokratik kamusal alanlar olarak görülüyor. Ana akım geleneksel medyada temsil edilemeyen, kendisini ifade edemeyen toplumsal gruplar sosyal medya ile birlikte konuşabilecekleri, görünür olabilecekleri, dayanışabilecekleri ve yeteneklerini geliştirebileceği yeni bir platform imkânına kavuştu.
Her yeni teknolojik gelişme gibi sosyal medya da riskleri ve olanaklarıyla hayatımıza girdi. Sosyal medya kuruluşları büyük sermayeye sahip ticari kuruluşlardır. Bu kuruluşlar, sermayelerini kullanıcı verisini ve kullanıcıların izlenme zamanını reklam veren kuruluşlara satarak elde ediyor. İnternet davranışlarımızdan çıkarılan verilerden gelir elde eden bu kuruluşlar bunun karşılığında bize bu platformları ücretsiz kullanma hakkı veriyor. Sosyal medya çeşitli dezavantajlara da sahiptir. Örneğin dijital gözetim ve mahremiyetin ihlali, bilgi kirliliği, algı operasyonları, nefret söylemini yaygınlaştırılması ve trollük gibi riskleri içeriyor. Demokratik kamusal kültüre katkı sağlayacak olan sosyal medya, bir baskı aracına dönüşebiliyor. Dijital gözetim ile bireysel ve toplumsal muhalif söylemler baskılanabilmektedir. Bunun yanı sıra gözetim ve bireylerin kendilerini ifşa etmesi ile mahremiyet ihlal edilmekte, sınırları daralmaktadır.
Sosyal medya bir taraftan insanları fiziksel namevcut alanda sosyalleştirirken diğer taraftan da gerçek dünyada yalnızlaştırıyor. Mobil kullanımlarla sosyal medya aile içi ve diğer toplumsal iletişim ve ilişkileri olumsuz etkiliyor. Çocuklar ve gençler sosyal medyanın riskleriyle karşı karşıya olan önemli bir grup. Gençler ve çocuklar hem ruhsal hem de fiziksel olarak sosyal medyada etkilenen grupları oluşturuyor. Oyun ve eğlence nitelikli içeriklerle çocukların zihinleri yönlendirilerek zarar görmesine neden oluyor. Gençler ve çocuklar sosyal medya algoritmasının öne çıkardığı kapitalist tüketim ideolojisine uygun içerikleri tüketerek bir kültürlenme süreci yaşıyor. Bu kültür kapitalist tüketim ideolojisine hizmet eden standart ve herkesi tekleştiren dayatmacı bir kültür. Sosyal medya algoritmasının egemen kültür lehine dayatmacı bir tarafı olduğunu söylemek mümkün.
Sosyal medyanın, riskleri ve imkânlarının bilincinde olarak dikkatli kullanılması gerekiyor. Yapılan her türlü paylaşımın sonuçlarının olduğu göz önünde bulunarak içerik üretmek lazım. Bireysel ve özel alana dair içerik üretimine dikkat edilmesi gerekiyor.
Sosyal medyada bir varlık gösterebilmek, başkalarıyla etkileşime girmek veya ana akım kültüre alternatif olmak için düzenli olarak kaliteli ve nitelikli içeriklerin üretilmesi gerekiyor. Kalitesiz, düşündürmeyen, basit, boş sadece eğlendiren içeriklerle yarışabilecek içerikler üretilmesi gerekiyor. Bu tarz içerikler üretilmediği sürece sosyal medyada ana akım olan içeriklerin egemenliği devam edecektir.