Öğrencilere Kitap Okumayı Sevdirmenin Yolları
16 Kasım 2020Çağımızın Sorunu: Yalnızlaşan İnsan
20 Kasım 2020Baba ile Evlat
Yaşamın olmazsa olmazlarından biridir baba ile evlat ilişkisi. Uyarılar, dizayn etme, sorma, sorgulama ve sonunda da topluma faydalı kariyerli bir birey yetiştirme çabasıdır baba ile evlat ilişkisi; her ne kadar evlat işin ciddiyetini önceleri anlamasa da…
Evi terk etmeye karar vermişti genç. Babasının sürekli ikaz ve söylenmelerine artık katlanmak istemiyordu.
“Diş fırçalarken suyu açık bırakma!”
“Salondan en son kim çıktı? Televizyon neden açık?”
“Odada kimse yok. Işıkları niçin kapatmıyorsun?”
“Makası kullandıktan sonra neden tekrar yerine bırakmıyorsun?”
Genç sabah bir iş görüşmesine gidecekti. Eğer kabul edilirse aile evini bırakıp, kendine bir ev kiralayacaktı. Kararı kesindi. Artık kendi hayatını yaşamak istiyordu.
Sabah, babası onu kapıda uğurladı: “Dikkatli ol ve bütün soruları cevaplamaya çalış oğlum.” dedi ve her zamankinden daha fazla harçlık verdi.
Görüşme adresine geldi.
Kapıda bekçi yoktu ve bahçe kapısı açıktı. Kapının sürgülü kilidinin demiri dışarıdaydı, giren çıkan herkes bu demire çarpıyordu. Hemen kilit sürgüsünü geri çekti ve içeriye girdi.
Bahçede bir hortum suyunu boşa akıtıyordu. Onu aldı ve sulasın diye bir ağacın dibine bıraktı.
İleride evin duvar dibinde boşa çalışan bir vantilatör gördü. Gayriihtiyari bir hareketle, vantilatörü kapattığını fark etti. Artık huyu nefsine galip geliyordu. Kendini tuhaf hissetti ve bu durumundan nefret duymaya başladı.
Ardından eve girdi. İleride üzerindeki okla “Görüşme Salonuna Gider” yazan bir kâğıt ters bir şeklide asılı duruyordu. Önce onu düzeltmek istemedi; fakat babası sanki karşısında duruyor gibiydi ve “Onu düzelt!” diyordu. Kâğıdı düzeltip, görüşme salonuna girdiğinde, diğer adayların da oturmuş sıralarını beklediğini gördü.
Salonun tüm ışıkları açıktı ve günün ışığı yeterince her yeri aydınlatıyordu. Aldırmak istemedi; fakat babasının sesini duyar gibi oldu sanki ve “Kapatın bu ışıkları!” diyordu. Bu ses dikkatini dağıtıyordu. Duramadı; hemen gidip ışıkları kapattı ve sırasını beklemek için bir kenara oturdu.
Sıra ona gelince görüşme odasına çağrıldı.
Masanın öbür tarafında oturan kişi evraklarını istedi. Diplomalarını inceledikten sonra, işe ne zaman başlayabileceğini sordu.
Bunu bir tuzak saydı ve “İmtihanın bir parçası olmalı.” dedi kendi kendine. Ne cevap vereceğini bilemedi.
Tedirginliği yüzüne yansımaya başladı.
Karşısındaki adam; “Neyi düşünüyorsun?” diye sordu. “Biz burada kimseye soru sormadık. Adayları cevaplarıyla değil davranışlarıyla değerlendirmek istedik. Adaylardan hiçbiri senin gibi davranmadı. Bahçe girişinden itibaren herkesi izledik. Açık sürgü kilidi, boşa akan su, vantilatör, ters kâğıt, ışıklar… Hepsi imtihanın birer aşamasıydı. Bu sınavı başarılı bir şeklide tek sen geçtin. Yeni işin hayırlı olsun.”
Babasının disiplini, sürekli ikazları, kızması geldi aklına ve pişmanlık duydu. Bu işi sadece disiplinle kazandığını anladı. Eve çok mutlu döndü ve ertesi gün babasına yeni iş yerini göstermek için can atıyordu.
Hayatta başarılı olmanın yolunun, disiplin ve çevreye gösterilen saygıyla bağlantısı…
Anne babaların tek isteği evlatlarının ahlaklı ve başarılı olmasıdır. Onları kırmamalı, onlara kızmamalı, en hafif azarlama olan “öf” bile dememeli!
“… (Anne babandan) Biri ya da ikisi senin yanında yaşlılığa ererse onlara “üf” bile deme, onları azarlama ve onlara güzel söz söyle.” (İsra, 17/23)