Onu okuduk, anlattık, yorumladık, ondan özet çıkardık, onun hakkında hep biz konuştuk. Peki, o bizim için ne söylüyor, onu hiç dinledik mi?
Beni seçerek oku: “İlim, servetten üstündür. Çünkü serveti sen korursun, oysa ilim seni korur.” Senden bir parça olmayan serveti edinirken haram helal ayırman gerek. Ben, senden bir parça olacağım. Beni de ona göre seç.
Beni kıyasıya eleştir: Her şeyime hemen sahip çıkma. Karşılaştır, eleştir, bak ve incele…
Zorlanırsan işte kapı: Beni anlamadıysan bende boğulmana gerek yok. Milyarca ben var. İstediğini bul oku. İstersen yarıda bırak.
Ceketini iliklemene gerek yok, rahat ol: Kitaplar akıllı kişilerin bahçeleridir. Bahçeye girerken rahat ol. İster sesli oku, ister sessiz. Sessiz okumanı tavsiye ederim; ama sesli okumak istiyorsan seni bu zevkten mahrum edemem.
İstediğin yerde oku: Kopyalarıma çok güvenme. Aslımı da neyi nerede bulacağına sen karar vermelisin. Eğer sen bulmazsan bendekileri, başkaları bulur.
Beni tekrar tekrar oku: “İşte ben bunu arıyordum, buldum.” dediysen tekrar tekrar oku. Çünkü zor bulursun benim gibi değerlisini.
Hayal kur: Araba kullanırken dikiz aynasına bakmak ne kadar faydalıysa, beni okurken içine doğru bakıp hayal kurmak da o kadar faydalıdır.
Satın al, hediye et; ama seversen kesinlikle tavsiye et : Kime ne hediye verirsen, bil ki o eskir, unutulur. Ama beni verirsen kendim eskisem de verdiklerim unutulmaz.
Bu muhabbet aramızda kalabilir: Kimse sana niçin okuduğunu ve ne anladığını sorma hakkına sahip olmasa da bazen bu çiğnenebilir. Buna hazırlıklı ol.
Beni anlat: Dağdan gelen adam dağı, bağdan gelen adam bağı konuşur. Sen de benim yanımdan gidiyorsan beni konuş.
Bu arkadaşlığımız burada kalmasın. Not al. Beni unutma: O kadar işin arasında benim anlattıklarımı not almak kolay değil, biliyorum. Ama eğer bunu başarırsan farkın olur.